TAZE BALIĞI GÖZÜNDEN TANIMAK İSTER MİSİNİZ?




Balık Sezonu Yaklaşıyor... Aşağıda sizlerle paylaştığım bilgileri okuduktan sonra artık sizlerde üst düzeyde bir ''taze balık avcısı'' olacaksınız. Lütfen Balık alırken bu özelliklere dikkat edelim, hem paramızın karşılığını alalım hem de bayat balıkla sağlığımızdan olmayalım. Buyurun...

Taze Balık Nasıl Olur?

* Deri rengi parlak, pulları sağlam(zor kopar) olur
* Gözleri canlı ve parlak görünür, etrafında kan toplanmamıştır
* Solungaçları parlak kırmızı olur ve deniz kokusu hissedilir
* Solunğaç kapağı kapalıdır
* Karın derisi parlak gri renkte olur ve gergindir
* İç organları normal konumda ve birbirinden ayrıdır
* Kas dokusu sıkıdır ve parmakla bastırıldığında deri eski haline gelir, iz kaybolur
* Balığın kokusu avlandığı suyun kokusunda olur.

Peki Ya Bayat Balık Nasıl Olur ?

* Deri rengi mattır ve deri yüzeyinde sümüksü bir tabaka oluşmuştur
* Göz yüzeyinde sümüksü tabaka oluşmuştur ve korneası bulanıktır, gözde kan toplanır
* Solungaçları sarımsı gridir ve hafif kokuşma vardır
* Solungaç kapağı kolay açılır veya açıktır
* Karın derisi mattır, sarımsı renk vardır ve deri üzerinde sümüksü tabaka oluşmuştur
* İç organları birbirine yapışmıştır ve kötü koku hissedilir
* Kas dokusu gevşektir ve parmakla bastırıldığında iz kalır.

RAMAZAN AYINDA NASIL BESLENMELİYİZ?

RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENMEK !!!
 
Ramazan Ayını yaşandığımız şu günlerde bazı yanlış beslenme tarzları ve yanlış gıdaların yanlış zamanda tüketilmesi nedenleri ile kişi vücut dengesini dolayısı ilede vücut sağlığını kaybedilebilir.
Tüketicilerimiz, Ramazan Ayı içerisinde iftar, sahur ve ara öğünlerde ki beslenme alışkanlıkları ile dengeli ve yeterli beslenmenin sağlanması için gereken gıda maddelerinin tüketimi konularına özellikle dikkat etmelidir. Aksi takdirde bir anda beslenme tarzı değişecek olan vücudun Ramazan Ayına özel beslenme tarzına alışma zamanı giderek uzayacak ve hatta bu süreç içerisinde çeşitli rahatsızlıklar kişinin bünyesinde baş gösterecektir.
İftar Öğününün Anahtar Kelimeleri; ‘‘yavaş, hafif ve çeşitli’’
 
Yaklaşık 18 saat aç kalan bünyeye bir anda yüklenmek veya ihtiyacından fazla gıda maddesi sunmak vücut dengesinde ani dalgalanmalara(tansiyon, trigliserid gibi), hazımsızlık gibi rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Normal şartlarda beslenirken vücut besin aldıktan 15 dakika sonra beyine doyduğuna dair sinyal gönderir. Buda bünyemizin ihtiyacı olandan çok daha fazla besin maddesinin vücuda girmesini sonuç olarak da zaten yavaşlayan metabolizmanın fazla kısmı yakamadığından dolayı vücudumuzda yağ olarak depolanmasına neden olmaktadır. İftarda hafif gıdalar her zaman öncelikli olmalıdır. Su oranı yüksek olan yeşil sebzeler ana yemek yanında muhakkak bulunmalıdır. Bu tür su oranı yüksek gıdalar bütün gün dinlenmiş mideyi rahatsız etmeyecek aksi rahatlatacaktır. Orucu yarım bardak su ile bozmak mideye iyi gelecektir, ardında da yarım kase sıcak çorba midenin kendini iftar sofrasına hazırlaması için gereken şartları sağlayacaktır. Yaz ayları yaşamamızı da hesaba katmakta fayda vardır. Bol su veya sulu gıdalar tüketmek vücudun su dengesinin düzenlenmesinde etkili olacaktır. Suyu direk olarak eğer bu şekilde alamıyorsak sulu sebzeler meyvelerden hatta yemeklerden alabiliriz. İftar sofrasında kısa molalar vermek çok fazla gıda tüketmeden vücudun doymasını sağlayacaktır. İlerleyen saatlerde birkaç tane meyve tüketimi vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineral miktarına önemli ve yeterli katkıyı yapacaktır. Bizim tavsiyemiz çok çeşitli bir iftar sofrasıdır ancak gıdalardan az miktarda sofra bulundurmak başta olmak üzere özellikle zeytinyağlı veya yağ oranı az sulu veya kuru yemekler, su oranı yüksek sebzeleri salatalar veya sebze yemekleri, ayran vb mideyi rahatsız etmeyecek içecekler ve ilerleyen saatlerde de birkaç porsiyon meyve veya limonlu çay veya ayran vücudunuzu zorlamadan iftar saatinizi geçirmenizi sağlayacaktır.



Sahur Öğününün Anahtar Kelimeleri; ‘‘süt ürünleri, baklagiller ve salata’’
 
Dengeli ve yeterli beslenmenin Ramazan Ayı içerisinde de sağlanarak ay boyunca devam ettirilmesi açısından sahur öğünleri kesinlikle ihmal edilmemesi gereken öğünlerdir. Sahura kalkmadan oruç tutmak veya sahurda sadece su içerek orucu tamamlamak gibi yanlış beslenme tarzları vücudun kısa sürede bitkin düşmesine akabinde de farklı sağlık sorunlarına neden olacaktır. Sahurda süt ve süt ürünlerinin yoğunlukta bulunduğu hafif bir kahvaltı mideyi zorlamayacak hatta süt ürünlerinde bulunan protein ve yağ oranından dolayı da bünyenin acıkma süresini geciktirecektir. Bu hafif kahvaltının yanında limonlu çay veya taze sıkılmış meyve suları tavsiye edilmektedir. Farklı bir sahur öğünü olarak şu düşünülebilir, bir kase çorba tercih edilebilir yanında mevsim sebzelerinden yapılmış az yağlı salata ve zeytin yağlı kuru baklagiller tercih edilmelidir. Gün içerisinde çok acıkan kişiler için kuru baklagiller tavsiye edilir bunlar vücudun acıkma süresini geciktirecektir. Ramazan boyunca hazımsızlık veya kabızlık problemi olanlarda ligli gıdalara iftar ve sahur programında yer vererek bu sorunlarını aşabilirler. Lifli gıdalara, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, çiğ yenen sebzeler, kabuklu yenen meyveler, buğday ekmeği, kepekli pirinç vb. leri örnek verebiliriz.

KISACA ''YETERLİ ve DENGELİ BESLENME'' NEDİR?

Beslenme; kişinin sağlığını korumak ve geliştirmek, yüksek yaşam kalitesi içersinde yaşaması ve zihinsel olarak da kendini iyi hissetmesi için vücudunun gereksin duyduğu besin materyallerini tüketmesidir.

Vücudun büyümesi, gelişmesi, yenilenmesi ve sistemlerin rutin olarak çalışması için gerekli olan enerji, besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması ise ‘’ Yeterli ve Dengeli Beslenme ‘’ olarak ifade edilir.

Kişinin yetersiz beslenmesi; vücut gelişimini tamamlayamamasına, hücrelerin, dokuların, organların kendilerini sağlıklı yenileyememelerine, vücudun hastalıklara vb diğer zararlı etkenlere karşı direncinin zayıflamasına neden olduğu unutulmamalıdır.

Tam aksi olarak kişinin ihtiyacından fazla tüketmesi ise, besin öğelerini gereğinden fazla alması anlamına gelmektedir. Vücudumuzda fazla alınan bir çok öğe yağ olarak depolandığından vücudun, organların vb vücut bölgelerimizin olması gereğinden fazla yağlanmasına neden olmaktadır.

Yetersiz ve Dengesiz tüketim, şişmanlık (obezite), kalp hastalıkları, kanser ve şeker hastalığı gibi çağın yaygın hastalıklarına davetiye çıkartmaktadır.

Yetersiz beslenmenin tehdit oluşturduğu grupların başında bebek ve çocuklar, gençler, doğurganlık çağındaki kadınlar, gebe ve emzikli anneler ve yaşlılar gelmektedir.

YAZ AYLARINDA GIDA TÜKETİMİNE DİKKAT!


 

Yaz aylarını yaşadığımız şu günlerde vatandaşlarımız özellikle yiyecek ve içeçek maddeleri satın alırken ve tüketirken normalde olduklarından çok daha fazla dikkatli olmaları gerekmektedir. Sağlığımızı bozabilecek mikroplar sıcaklık sayesinde, güneş ışınlarına maruz kalan gıda maddelerinin iç ve dış yüzeylerinde hızlı şekilde üreyip yayılabilmektedir. Söz konusu mikropların bulunduğu yiyeceklerin tüketilmesi halinde ise bazı rahatsızlıkların baş gösterebileceği muhtemeldir.

Peki Nasıl Dikkat Edeceğiz ?
1-Sıcak havalarda mikroplardan ve onların neden olduğu rahatsızlıklardan korunabilmek için hijyene önem verilmesi gerekmektedir.
2-Açıkta satılan gıdalar özellikle süt ürünleri ve et ürünleri başta olmak üzere kesinlikle tercih edilmemelidir.
3-Açıktan satın alınan sebze ve meyve gibi gıdalar muhakkak tüketilmeden hemen önce çok iyi şekilde hatta yıkanabiliyorsa yıkama suyuna az miktarda sirke konularak yıkanmalıdır.
4-Et ve süt ürünleri tüketilene kadar muhakkak buzdolabı ortamında(0.+4 derecede) korunmalı, kesinlikle oda sıcaklığında çözünmesi beklenmemelidir.
5-Özellikle sıcak günlerde besin alışkanlıklarına dikkat edilmelidir. Dışarıda tüketilen yemeklerde tehlike çok daha fazladır. Hafif, az yağlı ve sulu yemekler genel olarak tercih edilmeli güvenilmeyen yerlerden kesinlikle yemek yenmemelidir.
6-Yaz ayları boyunca gün içerisinde sulu yemekler ve su vb gibi içecekler fazlaca tüketilmelidir.